Yukarı Bak/Up!!




Arabalar,Kayıp Balık Nemo,Oyuncak Hikayesi yaratıcalarından mükkemmel bir film Up.
Mükemmel derken hiç de abartmıyorum.İzlediğim en iyi animasyon sıralamasında Wall-e yi düşürüp birinciliğe oturuyor.
Film neden bu kadar iyi bir animasyon?Çünkü giden çocuklar da büyükler de öncelikle mutlu ayrılıyorlar sinemadan.Güldürürken düşündüren deyimi çok uygun düşüyor bu filme.Minikler ve büyükler kendi çıkarımlarını yapıyorlar.Ağlatan bir animasyon filmi izlediniz mi bilmiyorum.Bu öyle bir animasyon işte...Salt eğlenmek için gidilecek türden değil.Duygularınızı da kabartıyor.Karakterler de çok sevimli.Bazı sinema eleştirileri sitelerinde seslendirme ile ilgili olumsuz yorumlar okudum.Ama ben Erol Günaydın'ın sesini çok sevdim ve yakıştırdım.

Filmin İMDB puanınn 8.5 olması.Bu ne kadar başarılı olduğuna bir kanıttır diyemeyeceğim(İMDB ile uyuşmadığım zamanlarda oluyor,sonuçta film eleştirmeni değilim,teknik kusurları bilemem:)) ama yine de bir fikir oluşturuyor .Hala vizyonda,fırsat varken kaçırmayın izleyin derim...(Ey üç izleyicim sizlere sesleniyorum:D)

Gezemeyince ,napsak?











Gezilcek, görülcek listesi hepsi listede yanlarına "+" işaret atılmayı bekliyorlar.Biraz daha bekleyecekler çünkü hepsini kendi çektiğim fotoğraflarla tanıtmak istiyorum.Vize dönemi biter bitmez,aynen devam:)
Yer paylaşamıyorum,ama benim gibi bu aralar vaktinin çoğunu evde geçirenler,yada şöyle güzel bir romantik bir film izliyim diyenler için bir öneride bulunmak istedim.Önümüz kış zaten,battaniye altında film keyifleri bizleri bekliyor:)

Filmimizin adı "The Notebook".Baş rollerini Ryan Gosling ve Rachel McAdams'ın (bu kıza bayılıyorum!:))paylaştığı 2004 yapımı filmin İMDB puanı 8.

Allie ve Noah birbirlerinin yaz aşkıdır.Ama bu yaz aşkı esip geçenlerden değildir.Çünkü birbirlerinin aynı zamanda ilk aşkıdırlar.II. Dünya Savaşı dönemidir ve Noah askere gider.Geri döndüğünde Allie'i hiç unutmamışken,Allie başka bir adamla evlenmek üzeredir.



Film sadece duygularınıza değil muhteşem manzara sahneleriyle gözünüze de hitap edecek.Gülecek ,duygulanacak belki de ağlayacaksınız...Ama şu kesin ki içinizi sımsıcak duygular kaplayacak ve kolay kolay etkisinden çıkamayacaksınız:)

İşte bunu seviyorum!





Cafe Boheme
Yazar Rıfat Ilgaz'ın yaşamının geçtiği yapı,Cafe Boheme adında üniversite öğrencileri işletmesine dönüşmüş.İsmindeki Cafe'den çok daha fazlasını taşıyan bu mekanın açılış amacı ve faaliyetlerini facebook'ta kendileri "Kafe fikrinin yanı sıra bir ‘sosyal aktivite alanı’ olarak tasarladığımız bu mekan da kısa film gösterileri oda tiyatrosu, karikatür, grafik, fotoğraf, resim, dans, müzik, mimarlık, eğitimler ve daha bir çok kültür-sanat alanında atölye çalışmaları ve sergiler bizlerle buluşacak."
şeklinde ifade etmişler.
Cafe Boheme ,benim Taksimdeki en sevgili mekanlarımdan birisi.Hem zevki(nostalji tutkukunuyum),hem tadları(ah o limonlu bademli turta yok mu:) ) ile beni tam talbimden vurdu.Sadece sohbet etmek,dinlenmek için değil aynı zamanda ders çalışmak içinde gidebildiğim nadir adreslerden birisidir.(Üst kattaki uzun masalı oda vize dönemlerinin baştacıdır:) )
Huzurlu notalarla süslenmiş ,nostaljik ortamlardan ve de İtalyan lezzetlerinden hoşlanıyorsanız, Cafe Boheme'e mutlaka uğramalısınız.Hatta limonlu turtalardan da tatmalısınız.Limon liomon olalı bu kadar lezzetli olmamıştır emin olun:)Tatlılar haricinde salata,makarna,sandvic seçimleriyle midenize bayram havası yaşatabilirsiniz.
Eğer toplantı, doğum günü, eğlence etkinliklerinizi Cafe Boheme'de gerçekleştirmek isterseniz, bir hafta öncesinde irtibata geçmeniz yeterli olacaktır.
Cafe Boheme İstiklal caddesinde,Mc donalds sokağında sizleri bekliyor.Öğrenci işletmesi olduğundan her gittiğinizde sizi muhtemelen farklı bir öğrenci karşılayacak fakat muhakkak güleryüzle..
Telefon :0212 251 09 32
Adres :İstikal Cad. Küçük Parmak Kapı Sokak No:11 Beyoğlu / İstanbul.
Web adresi:http://www.kampusce.biz

Tatlı tutkunlarına not: Dondurmalı profiterol yeni gelmiş,ben tattım,çok beğendim.Bilginiz olsun istedim:)

Cezayir Sokak

Cezayir Sk

Öyle bir sokak düşünün ki,sıkıcı apartmanların yerini rengarenk cafeler almış...

Farklı tarzlar kolkola dizilmiş ,sımsıcak bir uyum yaratmış...

Hem de çok yakınmış...

Evet hem gerçek ,hem de İstanbul'un merkezi dediğimiz Taksim'de Cezayir sokak.Bu sokak ,bildiğimiz sokaklardan değil:)Taş sokakların arasında dolaşırken,büyülü bir tablonun yanlışlıkla içine girmişsiniz gibi hissettiren bir sokak...Farklı stilleri olan küçük işletmelerden oluşan bu yer,günün her saati ilginizi çekebilecek özelliklere sahip üstelik.Ben özellikle kahvaltı için çok uygun olduğunu düşünüyorum ve en kısa zamanda kahvaltı için gitmek istiyorum:)
Gitmek ,görmek isteyenler için hemen belirtiyim,Galatasaray Lisesinin hemen arkasındaki sokaktan giriş yapabiliyorsunuz.İyi ,güzel fiyatlardan ne haber diyenlere, Taksim ortalamasının biraz yukarısında fiyatlara sahip olduğunu belirtmeliyim.Örnek verecek olursak tatlılar 8tl'den başlıyor.
Keşfetmenizi şiddetle öneriyorum:)





Hayallere kaç kaldı?

Üniversiteye hazırlanma sürecinde, kazanır da başlarsam mükemmel bir hayata adım atıcaktım.Tüm o öss stresinden kurtulmanın verdiği rahatlıkla dopdolu bir hayata merhaba diyecek,yapamadığım eksik kalan ne varsa yapıcaktım.Hayallerime merhaba için..
Sınavı geçtik,ancak "kazanmanın" pek de matah birşey olmadığını çok geç olmadan bir derste anladım.O lanetler okuduğumuz sistemin parçası olmuştuk işte.Biz ona uymuştuk ,uyabilenler olarak "kazandım" diyorduk..Sistemi bir kenara atarsak ilk amaç gerçekleşmişti,peki diğerleri?Gitara yazıldım, sonra vazgeçtim.Koca bir seneyi yapacaklarımı listeleyerek tembellikle geçirdim.Yazın bir mağazada satış danışmanlığı yaptım.İndirim zamanıydı ve tabiri caizse kafayı yedim.Ancak hayatı biraz daha iyi kavramaya başladım.2. üniversite yılına girerken komşumuzun aldığı dergide çok sevdiğim bir bilekliği görünce ,takı yapma sanatı ile tanıştım.2. sene fuarlarda hosteslik yaparak bütçeme katkıda bulunarak geçti, bu zaman zarfında takı konusunda kendimi geliştirmeden ufak tefek takılar yapıp hediyeler ederek geçti.
Yapmak istediklerim sayfa sayfa listelenirken gerçekleşememe nedenin uzakta olmadığını farketmem 3. yılda gerçekleşti.Sorun bendeydi çünkü programlı değildim,sorun bendeydi çünkü isteklerime dört elle yapışıp yapmak için yeterince güdülmenmemiştim.Şimdi üniversitedeki en büyük sürprizim olan aynı liseden kopup tamamen tesadüf bir şekilde aynı üniversie ve sıralara düşen dostumla birlikte hayallerimize sıkı sıkı sarıldık.Emek vereceğiz,üreteceğiz,hobilerimizi sistemleştirip,hayallerimizin peşinden gitmeyeceğiz,koşacağız:)
"Gezip gördüğüm yerleri anlatmak istiyorum" adlı hayale hizmet edicek bu blog,belki daha fazlasına(maymun istahım tek bir şeye odaklanmama izin vermez çoğu zaman:))...Hazırlarken büyük keyif alacağım,umarım sizler de okurken keyif alırsınız.